6 Ocak 2011 Perşembe

rekontrüksiyon

hayatım boyunca hiç bi zaman bi bakanı bi daha baktırıcak hata kasabın eşiğine takılıp tökezleticek kadar güzel olamadım. ilk başlarda sorun cildimde sandım. perşembe okul çıkışlarına aldığım ve suratımı delik deşik eden dermatolog randevularımla komplex serüvenime başladım. dermatoloğun beni soymaktan ve deşmekten başka bişey yapmadığını anlamam çok uzun sürmedi ama sadece cilt doktorumu deiştirmeye; elinde büyüdüğüm ve doğal olarak kendini kirpi benide kirpinin pamuk yumağı yavrusu sanan "O" teyzeme gitmeyekarar verdim. bu kararla beraber saatler süren yalvarışlar halinde ikna çabasına adadım kendimi ve sonunda muvaffak oldum. bir sene sonunda asla bebek gibi bi cilde sahip olamicağımı fark ettimde çok şükür cumartesileri şehrin bütün çıtırlarının toplanma noktasına saatinde gidip, kimse gelmeden koca big mac menuleri "aallah yanağma bulaştı" "oyyy göz göze geldik" stresi olmadan yeme lüxüme geri kavuştm. ve tabi kıpkırmızı yerine daha nispeten normal bir cilt rengiyle...
 koplex bu rahat durmuokii ille dürtüo biyerlerde... bir gün orta okuldaki ergen, sivilcelerinden gözlerinin içi bile kıpkırmızı olan, ses tınısı bülent ersoyu andıran bir gerizekalı "ahahahaaa işime burunu sokma dicem ama o burnu sokmamakta ayrı bi yetenek ister" şeklinde zeka ve empati kokan bir laf sokmayla egomu çizdi. o gün bütün sınıf arkadaşlarımın ortasında çizilen egomla eve döndüm. bütün gece ayna bana ben burnuma uzuuuun uzuuunnn baktık. aslında dışardan bakanlar o gün o çocuğu sokup sokup çıkardığım o mahrem yerlerden sonra  eve gidip ağlicaımı değil, bu konuyu düşünüceğimi bile tahmin etmediler eminim ama ben taktım bikere...ertesi akşamdan itibaren önce annemin akabindede bababın beynini yemeye ve estetiğe ikna etme çabalarına başladım. bu çabalarım yaklaşık 4 yıl sürücekti... ama ben henüz farkında değildim...
 her ergenlik dönemindeki kız gibi şu ruj dudağı şöyle gösteriomuş, bu pudrayla porselen kaplanıomuşşsun, onun kulandığı krem nicole kidmana dönüştüomuş rivayetlerine inanım varımı yoğumu kozmatiğe yatırmaya başladım....ta kiiiiiii 18 yaşına kadar...
 18e girdiimde babam artık tamam -istiosan hala- estetik için hazırsın dedi. ve hayatımda yepyeni bir dönem olan yüz rekonstrüksiyonu araştırmaları başladı. kah çeneme kah göz çukuruma kah elmacıklarıma kah dudaklarıma kah yanaklarıma estetikler düşünmeye başladım. burun haricinde herşeyi araştırdım hatta okadar abarttımki kafatası kemiğime kadar yeniden şekillendirilmeyi düşündüm. bitaraftanda aklım çıkıo Jocelyn Wildenstein gibi olucak sonum die... neticede cesaret edemedim.
 geçen sene bir anda vahi glir gibi sabah kalktıım gibi anneme koşup ameliyat olmalıyım dedim...tamda annem düşünürken! tabi annemin planları otomatikman yattı ve bütün dikkatlir yeniden benim üstüme toplandı. randevuyu aldık ve doktora gitik. sorduğum salak sorulardan sonra benim için pskiyariden randevu alıcağını ve 4 ay sonra tekrar gelmemi söyleyip kibarca (kibarca olmasınn tek sebebide babamın eskiden stajyeri olmasıydı eminim.kıpkırmızıydı adam biz çıkadken sonuçta) salaklığımı yüzüme vurup şutladı annemle beni. zaten şimdi zamanım yoktu hem daha süslü püslü pijamalar, sabahlıklar almam lazımdı diip kendimi kandırdım, içimdeki nefreti öldürdüm. 4 ay sonra ameliyatı oldum ve şu yazıyı yazarken üzerinden 8 ay geçtiğini düşünmemeye o yüzden hala şiş olduğuna kendimi inandırmaya çalışıorum. doğallıktan yana bir pdrof a gidince sanırımm fazla doğal oldu... ama henüz pes etmedimm! 3 e kdr yolu var............

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder